Ana içeriğe atla

1986 Neve Şalom Kurbanları Anıldı / Acılarımız hep aynı

6 Eylül 1986’da Neve Şalom Sinagoguna düzenlenen korkunç saldırıda hayatını kaybeden 22 kişi düzenlenen bir törenle anıldı. Terör kurbanlarının anısına yakınlarının yaktıkları mumlarla başlayan tören Türkiye Hahambaşılığı Vakfı Danışmanı Beri Koronyo’nun anlamlı konuşmasıyla sürdü. Hayatını kaybedenler için okunan duaların ardından Aşkenaz Mezarlığında bulunan anıt mezar ziyaret edildi.

6 Eylül 1986 Cumartesi sabahı saat 09.17’de Neve Şalom Sinagogu acımasız bir terör saldırısına uğradı. Sinagogu basan teröristler, ellerindeki makineli tüfeklerle Şabat ibadetlerini yerine getirmekte olan kişilere saldırdılar, birkaç dakika süren silahlı saldırıda 22 Yahudi hayatını kaybetti.
Şabat duasını kana bulayan bu korkunç katliamın 33. yıldönümünde hayatını kaybeden Aşer Ergün, Avram Eskenazi, Bensiyon Levi, Binyamin Ereskenazi, Daniel Daryo Baruh, Davit Behar, Eliyezer Hara, İbrahim Ergün, İsak Barokas, İsak Gerşon, Jozef Alhalel, Leon Levi Musaoğlu, Mirza Ağajan Babazadeh, Moiz Levi, Dr. Moiz Şaul, Rafael Rafi Nassimiha, Robert İsrael Özfins, Salamon Ancel, Salamon Şalom Çitone, Sefanya Şenkal, Yako Matalon ve Yuda Leon Atalay’un anısına Ulus Aşkenaz Mezarlığı’nda bir anma töreni düzenlendi.

2 Eylül Pazartesi günü Aşkenaz Mezarlığında düzenlenen anma töreninde saldırıda hayatlarını kaybedenlerin aileleri ve sevenlerinin yanı sıra Hahambaşı Rav İsak Haleva, Türk Yahudi Toplumu eş Başkanı İshak İbrahimzadeh, İsrail Başkonsolos Vekili Ehud Moşe Eitan, Bet-Din üyeleri, toplum idarecileri ve Yahudi toplumunun fertleri hazır bulundu.

Anma töreni Hahambaşı’nın okuduğu duanın ardından yaşamlarını kaybedenlerin anısına mum yakılmasıyla başladı. 1986 terör saldırısı sırasında henüz 13 yaşında olan Türkiye Hahambaşılığı Vakfı Danışmanı Beri Koronyo, konuşmasında bu saldırının onu ve kendi neslini nasıl etkilediğini dile getirdi; “Biri Neve Şalom’a teröristlerin girdiğini söylüyordu. Evi büyük bir üzüntü sarmıştı. 22 dindaşımızı kaybetmiştik, acımız tarifsizdi. Bir sonraki gün gazetelerde gördüğüm fotoğraflar, televizyondaki görüntüler yıllarca zihnimden çıkmadı.  Cenaze törenine giden anne ve babamın eve dönüp dönemeyeceğinden endişe ettiğimi hatırlıyorum. Şunu çok net söyleyebilirim. Ne öğrendiklerim, ne ailemden duyduklarım, ne bar-mitzva hazırlıklarım, ne de bayram yemekleri… Bana Yahudi olduğumu hissettiren olay 1986 Neve Şalom terör saldırısıdır.”

IMG_9885.jpgAlınan güvenlik tedbirleri sayesinde 1 Mart 1992’de bir düğün sırasında Neve Şalom Sinagoguna yapılan  saldırı teşebbüsü başarısız olmuştu. Ve daha sonra 2003 saldırıları… “Uzun yıllar geçmişti. Ama her an her şey olabilir endişesi yakamızı bırakmıyordu. 15 Kasım 2003’te korktuğumuz başımıza geldi. Neve Şalom ve Şişli Bet İsrael Sinagoglarında  yaşanan eş zamanlı saldırılar  dindaşlarımızı ve onlarca komşumuzu bizden aldı.”

Koronyo konuşmasını şu sözlerle tamamladı; “Yıllar, yaşananlar, tepkiler, tecrübeler bize gösterdi ki; 1986 saldırısı Türk Yahudi Toplumu için bir dönüm noktasıdır. Şabat duasında katledilen büyüklerimiz bizlere çok önemli bir miras bıraktılar. Bugün halen o mirasın koruyucularıyız. O günün çocukları yani bugünün anne babaları; farklı büyüdüler ve farklı bir nesil büyüttüler. Görevimizin, sorumluluklarımızın, dualarımızın, sembollerimizin, acılarımızın, kaderimizin hep aynı olduğunu gördük. Dünyanın neresinde olursak olalım hep aynı. Muayenehanesinde, dua ederken veya duaya gelirken, sadece Yahudi oldukları için katledilen kardeşlerimizin ruhları şad olsun. Yihye Zihro Baruh”
Bet Din üyelerinin okudukları duaların ardından, terör saldırılarında hayatlarını kaybedenler için 1999 yılında oluşturulan anıt mezar ziyaret edildi.




Karel Valansi, Şalom Gazetesi 3 Eylül 2019 http://www.salom.com.tr/haber-111672-1986_neve_salom_kurbanlari_anildi___acilarimiz_hep_ayni.html


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ke vamos a mirar en la karantina?

Kon el fin del verano i el retorno de la karantina, estamos mas tiempo en las kazas. Les kero propozar tres serias de TV echos en Israel. El primer es "Tehran". Es una seria de espionaje muy enteresante. Una espion del Mossad viaja en sekreto a la kapital de Iran. Tehran es su lugar de nasimiento tambien. La hacker de komputadora tiene el objektivo de dezaktivar el reaktor nuklear. Esta misyon tendra implikasyones para el Medio Oriente i el mundo entero. La seria es en ebreo i perso. Es una sezon i tiene ocho episodios, kada uno 50 minutos. Mi segunda propozisyon es una seria romantika i komika. Lehiyot Ita (Estar Kon Eya) es una seria de 2013, ma muy simpatika. Izieron tambien la version Amerikana ke se yama “La beyeza i el panadero”. La seria konta la istorya de amor entre una supermodela internasyonal muy famoza i muy rika, i un simple panadero ke no tuvo la shans de ir a la eskola artistika por razones finansiales. La seria es dos sezones, 18 episodios en total i kada uno...

Her yaşam bir roman - Panama´daki Türk Yahudileri

Panama´da hızla büyüyen bir Yahudi yaşamı var. Café con Teclas kitabının yazarı gazeteci Sarita Esses´in yanı sıra Antakyalı Eli Cemal, Mersinli Musa İlarslan, Trakya kökenli Julia Kohen de Ovadia ve kuzeni İstanbullu Çela Alkabes de Eskinazi ile göç hikayelerini ve Panama´daki yaşamlarını konuştuğumuz keyifli bir sohbet sizleri bekliyor. Julia Kohen de Ovadia İstanbul doğumluyum. Babam Çanakkaleli Aron Kohen, annem ise Çorlulu Suzi Bahar.  Seneler evvel büyükbabamın eltisi Meksikalı Sultana genç yaşta çocuksuz dul kalınca küçük teyzem Donna’yı yollamasını istedi anneannemden. Donna da Sultana teyzesiyle yaşamak için Meksika’ya gitti. Orada eniştem Moises Mizrachi ile tanıştı ve evlenerek Panama’ya taşındı. Büyükbabam Nessim Bahar vefat edince anneannem Coya, ablam Malka ile iki aylığına kızını görmeye Panama’ya gitti. Ancak orada ablam eniştemle tanıştı, evlendi ve hayatını Panama’da kurdu. Dört çocuğu ve on torunu var. Ablamın düğünü için Panama’ya geldiğimizde ben Saint Pulcheri...

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları ...