Ana içeriğe atla

Özür sonrası Türkiye-İsrail ilişkileri New York’ta tartışıldı

Mavi Marmara olayı ardından bozulan Türkiye-İsrail ilişkileri New York’ta düzenlenen bir panelde tartışıldı. Özür sonrası ilişkilerin daha iyiye gideceğini öngören konuşmacılar arasında İsrail’in Türkiye eski büyükelçisi de bulunuyor.


Sivil Toplum Kuruluşu Bnai Zion Foundation tarafından 6 Haziran günü New York Manhattan’da Türkiye-İsrail ilişkilerinin tartışıldığı bir toplantı düzenlendi. ‘Özür sonrası Türkiye ve İsrail nerede? Nereye gidiyor?’ adlı toplantıya konuşmacı olarak İsrail’in Türkiye eski Büyükelçisi Uri Bar Ner ile Suny Maritime College öğretim görevlisi Dr. Mark Meirowitz katıldı. ABD Başkanı Barack Obama’nın inisiyatifi ile telefon görüşmesi yapan Başbakan Tayyip Erdoğan ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve beraberinde gelen özrün tartışıldığı toplantıda iki ülke ilişkileri açısında olumlu bir dönemin başladığına dikkat çekildi. Umut verici bir gelişme olarak değerlendirilen özür ile birlikte, iki ülkenin ticaretle artarak devam eden işbirliğini diğer alanlarda da düzeleceğine olan inanç yenilendi. Türkiye ve İsrail’in Suriye konusunda ortaklığını belirten konuşmacılar, bölgesel ve küresel sorunlara dikkat çektiler. İki ülke ilişkilerinin iyileştirilmesi için tazminat gibi bazı konuların aşılması gerektiğini belirten panelistler,  bu sorunların çözümlenmesinin ardından iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin yeniden kurulacağına ve büyükelçilerin atanacağına olan inançlarını yenilediler.


Karel Valansi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different countri

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

Her yaşam bir roman - Panama´daki Türk Yahudileri

Panama´da hızla büyüyen bir Yahudi yaşamı var. Café con Teclas kitabının yazarı gazeteci Sarita Esses´in yanı sıra Antakyalı Eli Cemal, Mersinli Musa İlarslan, Trakya kökenli Julia Kohen de Ovadia ve kuzeni İstanbullu Çela Alkabes de Eskinazi ile göç hikayelerini ve Panama´daki yaşamlarını konuştuğumuz keyifli bir sohbet sizleri bekliyor. Julia Kohen de Ovadia İstanbul doğumluyum. Babam Çanakkaleli Aron Kohen, annem ise Çorlulu Suzi Bahar.  Seneler evvel büyükbabamın eltisi Meksikalı Sultana genç yaşta çocuksuz dul kalınca küçük teyzem Donna’yı yollamasını istedi anneannemden. Donna da Sultana teyzesiyle yaşamak için Meksika’ya gitti. Orada eniştem Moises Mizrachi ile tanıştı ve evlenerek Panama’ya taşındı. Büyükbabam Nessim Bahar vefat edince anneannem Coya, ablam Malka ile iki aylığına kızını görmeye Panama’ya gitti. Ancak orada ablam eniştemle tanıştı, evlendi ve hayatını Panama’da kurdu. Dört çocuğu ve on torunu var. Ablamın düğünü için Panama’ya geldiğimizde ben Saint Pulcherie’de