Ana içeriğe atla

Yahudi kültürüne 1300 kişiyle yolculuk

5 Kasım Pazar günü, Neve Şalom Sinagogu ve Kültür Merkezi ile 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesinde gerçekleşen Yahudi Kültürü Avrupa Günü’nde Türk Yahudi kültürü ve mirası farklı etkinliklerle tanıtıldı.
1300 ziyaretçinin ağırlandığı günde katılımcılar birçok farklı yazarın kitap tanıtım ve kitap imza gününe katılma imkanı buldular. 
İzmir ve Ege Yahudileri deyince akla gelen ilk isim olan Dr. Siren Bora, Gözlem Kitap’tan çıkan son çalışması ‘Anadolu Yahudileri / Ege’de Yahudi İzleri’ni tanıttı. Bora konuşmasında, Anadolu topraklarında 2600 yıllık bir geçmişe sahip olan Anadolu Yahudilerini ve tarihsel kökenlerini somut belgeler ışığında açıkladı. Batı Anadolu’da elde edilen arkeolojik bulguları inceleyen Bora, bu sayede Yahudilerin Batı Anadolu’daki varlığının MÖ 6. yüzyıla dayandığını belirtti.
Portekiz’in İstanbul Fahri Konsolosu da olan Aaron Nommaz ise ikinci kitabı’ Yahudi Casus Jozef Nasi’nin tanıtımını yaptı. İlk kitabında anlattığı dünyanın en zengin kadınlarından Dona Gracia’nın 16. yüzyılda siyasete ve ülkeler arası ilişkilere yön veren bir güç haline dönüşmesinin çarpıcı hikâyesini, bu sefer Dona Gracia’nın yeğenini anlatan Nommaz, ilgi ile izlendi. Öğleden sonra ayrıca Selin Feldman Nahmiyas, Ester Almelek ve İdil Hazan Kohen imza günü kapsamında kitaplarını imzaladılar, hayranlarıyla sohbet etme imkanı buldular.
Yahudi Kültürü Avrupa Günü, üç ayrı alanda üç farklı sergi ile renklendi. Türk Yahudi Toplumunun Geçmiş Dönem Başkanlarından ve Şalom Gazetesi’nin Geçmiş Dönem Genel Yayın Yönetmeni Silvyo Ovadya’nın küratörlüğündeki Osmanlı’da Yahudi Kıyafetleri Sergisi, Fotoğraf sanatçısı Alberto Modiano’nun küratörlüğünde İstanbul Sinagogları Fotoğraf Sergisi ve Focus Fotoğraf Grubu üyelerinin çektiği Usta Eller Fotoğraf Sergisi gün boyunca büyük ilgi gördü.
Gazetemiz karikatüristlerinden İzel Rozental meraklı bir dinleyici kitlesine ‘Türk’üm Yahudi’yim Karikatürcüyüm’ konulu bir söyleşi gerçekleştirdi ve sonrasında kitaplarını imzaladı. Rozental’in Şalom’da yayınlanmış karikatürlerinden oluşturulan sergi de gün boyu ziyaretçi akınına uğradı.
Gün boyu süren müze gezisinde, katılımcılar Türk Yahudi tarihi ile ilgili bilgileri konusunda uzman tur rehberlerinden aldılar. Ayrıca müzede gün boyunca Belgesel yapımcısı Enver Arcak’ın Ankara Yahudi Mahallesinin tarihsel - görsel izini sürerek gerçekleştirdiği titiz çalışmanın sonucu olan ‘Hermana’ isimli belgesel gösterildi. Öte yanda müzenin düzenlediği Galata turunda, katılımcılar 1930’lu yılların Galata’sında rehber eşliğinde nostaljik bir yolculuk yaptılar. Yahudi toplumunun ağırlıklı olarak yaşadığı mahalleleri profesyonel tur rehberi ile birlikte yeniden keşfettiler. Müzenin içinde bulunan Gerez Cafe’de ise ziyaretçiler, La Casa’nın hazırladığı Sefarad lezzetlerini de tadına vardılar. 
Gün boyu süren ‘Gelin Tanış Olalım’ ise ziyaretçilerin Türk Yahudilerini yakından tanımak, akıllarındaki sorulara bir cevap bulmak ve bir Yahudi ile sohbet etmek için yoğun bir şekilde tercih ettiği bir etkinlik oldu. Yaklaşık 100 ziyaretçinin katıldığı 30 dakikalık sohbetler sonunda alınan geri bildirimler, Yahudilere yönelik önyargının kırıldığını, yeni bir diyalog kapısının açıldığını gösteriyordu.
Neve Şalom Sinagogu ise birbirinden ilgi çekici konuşma ve müzik dinletilerine sahne oldu. Osmanlı Türk Sefarad Kültürü Araştırma Merkezinin Direktörü Karen Gerson Şarhon Sefarad Müziği konulu sunumunu Judeo-Espanyol (Ladino) dilinde şarkılarla süsledi. Son çıkardığı Sefarad Tango albümünden de ‘Estambol mi Amor’ şarkısını seslendiren Şarhon’un konuşması ilgi ile izlendi. Yako Taragano ve Sefarad İlahileri Korosunun konseri ile devam etti. Sefarad Sinagog İlahileri’nden örnekler seslendiren koro ilgi ile izlendi. İlahilerde Türk sanat müziği makamlarının kullanılması izleyicilerin ilgisini çekti. Cenk Rofe ve Ediz Bahar, ‘Poptan Müzikale, Müzikallerden Klasiklere Yolculuk’ konseri ile dinleyenleri kendilerine hayran bıraktılar. Rofe ve Bahar’a İzzet Bana ve Estreyikas d’Estambol grubundan genç solistler de eşlik etti.
Yahudi Kültürü Avrupa Günü’nün en ilgi çeken olayı ise her sene olduğu gibi temsili düğün oldu. Bu sefer bir değişiklik yapıp Aşkenaz ritüellerine göre bir düğün gerçekleştirildi. Rav Mendy Chitrik’in detaylı anlatımıyla bilgilenen ziyaretçiler düğünü büyük bir dikkatle izlediler. Sefarad Yahudilerinin çoğunlukta olduğu bir toplumda, Aşkenaz düğününün Türk Yahudi toplumu üyeleri için de ilginç ve farklı olduğunu eklemeliyim. Düğün sonunda aile sevincini hora (geleneksel folklor dansı) ile gösterirken, izleyiciler de kendilerine alkışlarla eşlik ettiler. Düğünün ardından Şemeş Karmiel Grubu ve Alef Gençleri’nden oluşan 150 kişilik dans grubu folklor gösterisi sundular. Çocuklardan oluşan grubunun da dans ettiği etkinlik, özellikle anne ve babaların kendi çocuklarıyla birlikte dans etmesine imkan sağladığı için hepimiz için duygusal anlara sahne oldu.
Yerel ve yabancı basından birçok basılı ve görsel yayın kuruluşunun hazır bulunduğu Yahudi Kültürü Avrupa Günü’nün organizasyon ekibi ise, uzun ama bir o kadar da keyifli bir günün ardından, kısa bir dinlenmeden sonra, bir sonraki Yahudi Kültürü Avrupa Günü için hazırlıklara başlamaya hazır olduklarını belirterek, gülümseyerek günü tamamladılar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

Democratya!* İsrail’de Kırmızılı Kadınların Direnişi

2022 yılı sonunda göreve başlayan, Binyamin Netanyahu liderliğindeki yeni hükümet, İsrail tarihinin en aşırı sağcı ve dindar partilerinden oluşuyor. Bu koalisyon, kuruluşundan bu yana kendini Orta Doğu ’ nun tek demokrasisi olarak tanımlayan İsrail’in geleceği ve demokratik yapısı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu tehditler bir çok farklı koldan ilerliyor.    Netanyahu ’ nun uzun süredir basını kontrol altına alma çabası demokrasinin ifade özgürlüğü ilkesini tehdit ediyor. Filistinliler dahil azınlık gruplarının, LGBTQ+ toplumunun ve kadınların kanun önünde eşitliğini ihlal edecek yasa tasarıları , demokrasinin bir diğer önemli prensibi olan eşit haklar ilkesini tehdit ediyor. İsrail ’ de yürütme ve yasama erkleri her zaman hükümet tarafından kontrol edilmekte. Yüksek Mahkeme, iktidar partilerinin gücünü kontrol eden ve anayasa görevini yerine getiren Temel Yasaların uygulanmasını güvence altına alan tek  kurumdur. Ancak yeni hükümet yasama üzerinde sınırsız güç sahibi olmak için Y

Yahudi Cesaret Ödülü üzerine

24 Haziran 2018 seçiminde CHP’den Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce, 16 Ağustos’taki Twitter paylaşımlarıyla isim kullanmadan hükümete yönelik eleştirilerini sıraladı. Bu eleştirilerinin arasında “Siz, yaptığınız hizmetlerle Yahudi Cesaret Ödülüne lâyık görülen ve bu ödülü kendine lâyık görenlersiniz” ifadesine de yer verdi.  İnce’nin bu paylaşımı bu konudaki ilk çıkışı değildi. Geçtiğimiz yılın Aralık ayında, partisinin Yalova Merkez İlçe 10. Olağan Kongresi’ndeki konuşmasında da “Dünyada ‘Yahudi Cesaret Ödülü’ ya da diğer adıyla ‘Davut Yıldız’ı alan tek Müslüman, Recep Tayyip Erdoğan’dır,” demişti.  İnce, 2013 yılında yaptığı bir başka konuşmada ise bu sefer Türkiye’nin Rum vatandaşlarını kızdırmıştı. “Atatürk olmasaydı, (…) adınız Ahmet, Hasan, Hüseyin olmazdı, Dimitri, Yorgo olurdu. Bunları doğru bilmeleri lazım” demiş, gelen tepkilerin ardından Twitter hesabından “Benim gibi askerlik yapan, vergi veren, Cumhuriyet’e inanan, vatandaşımız olan Yorgo ve Dimitri’leri kastetm