Ana içeriğe atla

Karel Valansi’nin ilk kitabı yayınlandı

Objektif adlı köşesinde dış politika yorumlarına yer verdiğimiz yazarımız Karel Valansi ilk kitabını Hamilton Books’tan çıkardı.


Türkiye-İsrail ilişkilerine farklı bir açıdan yaklaşan Karel Valansi’nin kitabı, Hamilton Books New York tarafından Mart ayında yayınlandı. İsrail Devleti’nin kuruluşu ve Türkiye’nin İsrail’i tanıma kararına Türk halkının tepkisini inceleyen kitap, 1936-1956 yılları arasına odaklanıyor.
İngilizce olarak yayınlanan The Crescent Moon and the Magen David, Turkish-Israeli Relations Through the Lens of the Turkish Public, ilk bölümünde, Rusya’daki pogromlar nedeniyle 1881 yılından itibaren artan aliya dalgalarından başlayarak İsrail’in kuruluşuna giden süreç anlatırken, Osmanlı Devleti’nin ve daha sonra Türkiye’nin bu gelişmelere bakışı ve verdiği tepkiler birçok farklı açıdan inceleniyor.
İkinci bölümde ağırlıkla Türkiye Cumhuriyetinin ilk otuz yılına eğilen kitap, Türk halkının Cumhuriyet hikâyesini, gayrimüslimlerin yaşadıklarına da ses vererek anlatıyor. Türkiye ve İsrail arasındaki en önemli bağ Türk Yahudileri olduğu için Osmanlı’dan başlayarak Türk Yahudilerini etkileyen karar ve süreçler ele alınırken, 1930’lardan itibaren Türkiye’nin Avrupa Yahudilerini etkileyen dış politikasını da kapsıyor. Osmanlı döneminde ve Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşanan değişiklikler ve zorluklardan doğan, Türk Yahudilerinin hayatta kalma taktikleri ise Kayadez adlı bölümde anlatılıyor.
Kitabın üçüncü bölümü ise İsrail Devleti’nin kuruluşu, Türkiye’nin yeni devleti tanıması, ikili ilişkilerin başlaması ve geliştirilmesine ayrıldı. Bu bölüm ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin verdiği en büyük ikinci dış göçe de odaklanıyor. 1948’lerde Türk Yahudi nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ının İsrail’e göç etmesinin sebepleri, orada kimliklerini ne şekilde kurdukları, Türkiye ile ilişkileri, geri dönenlerin sebepleri gerçek tanıklıklar ve anılar aracılığıyla aktarılıyor.
Başta Şalom Gazetesi ve Cumhuriyet Gazetesi olmak üzere gazete arşivlerinden yararlanan, diplomatların ve cumhuriyetin ilk yıllarını yaşamış kişilerin yayınlanmış anılarının yanı sıra İsrail’e göç etmiş Türk Yahudilerine ait yayınlanmamış anılar ve birebir yapılan birçok röportajla zenginleşen kitap, Rıfat N. Bali, Avner Levi’nin Türk Yahudileri ile ilgili kapsamlı çalışmalarından da yararlanıyor.
Türkiye-İsrail ilişkilerini tarih kitaplarının soğuk çerçevesinden çıkararak, sözlü tarihe, yaşanmışlıklara ve tanıklıklara ağırlık veren Valansi, bu sayede iki ülke arasında alınan kararların ve yapılan anlaşmaların Türk halkına olan yansımalarına, etkilerine ve bu süreçte toplumda yaşanan değişimleri ortaya koymaya öncelik veriyor.
Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Soli Özel’in önsözünü yazdığı ‘The Crescent Moon and the Magen David, Turkish-Israeli Relations Through the Lens of the Turkish Public’ kitap ve e-kitap olarak Barnes and Noble ve Amazon. com’da satışa sunuldu.

Yorumlar

Unknown dedi ki…
Türkiye'de satış ne zaman olacak ya da olacak mı?

Bu blogdaki popüler yayınlar

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

“Çok eğlendim, teşekkür ederim, hoşçakalın…”

Yılın başında Tiyatrokare tarafından sahnelenen ve oldukça tartışma yaratan ‘Onca yoksulluk varken’ piyesi ve geçtiğimiz ay vefat eden Meksikalı ünlü yazar Carlos Fuentes, ölümünden 32 yıl sonra Romain Gary’yi edebiyat dünyasından günlük hayatımıza taşıdı 2Aralık 1980, Paris’te bir apartman dairesi. Yatak odasına yerleştirdiği dev Menora’nın gölgesinde hayatının son rolünü oynamak için intiharı seçen biradam. Bu kişisel seçimle, bir savaş kahramanı, başarılı bir diplomat, ünlü bir film yönetmeni ve senarist hayata veda etmiş oldu. Ancak daha da önemlisi, Fransız edebiyatı tek bir kurşunla iki önemli yazarını birden kaybetti; Romain Gary ve Emile Ajar .

Bu çocuğa dikkat! Adını çok duyacaksınız

Ralfi Kanyas ile tanıştırmak istiyorum sizleri. Çok özel bir genç. 22 yaşında hem medya iletişim üçüncü sınıfta okuyor hem de Hürriyet Ege’de muhabir olarak çalışıyor. 16 yaşında karşıdan karşıya geçerken bir arabanın çarpmasıyla hayatı değişiyor. Tekerlekli iskemleye bağlı kalmanın tüm zorluklarına rağmen hayata daha da sıkı tutunuyor. Başta zorluk çekse de önce ailesi sonra da arkadaşları ona güç veriyor ve engel tanımaz oluyor. Şimdi hem katıldığı gönüllü çalışmalarla, hem de gazete yazılarıyla engellilerin hayatında bir fark yaratmaya çalışıyor. Geleceğin başarılı gazetecisini şimdiden tanıyın istedim. Karel Valansi