Ana içeriğe atla

Holokost farklı etkinliklerle anıldı

Yom Aşoa, 12 Nisan akşamı Sivil ve Ekolojik Haklar Derneği (SEHAK) ile Avlaremoz’un Grand Pera’da düzenlediği bir anma etkinliğiyle anıldı. Bu gün ayrıca Varşova Gettosundan 750 kadar Yahudi direnişçinin bir aya yakın bir süre dönemin en gelişmiş silahlarına sahip Nazilere karşı kahramanca direnişinin 75. yıldönümüydü.

Anma etkinliğinde, Amsterdam’da saklandığı çatı katında yaşadıklarını ve duygularını günlüğüne geçirerek geleceğe taşıyan Anne Frank’ı ve II. Dünya Savaşı’nı anlatan ‘Günümüz İçin Bir Tarih – Anne Frank’ sergisi ziyaretçilerin ilgisine sunuldu. Sergi sırasında Anne Frank’ın yaşam öyküsünü ele alan belgesel de gösterildi. Sergi sırasında Ravit Haleva keman ve Karel Bensusan gitar ile Yahudi ezgilerinden oluşan etkileyici bir müzik dinletisi sundular.
Anma çerçevesinde düzenlenen panelde Şalom yazarları Karel Valansi ve Umut Uzer ile, Avlaremoz yazarı Serdar Korucu konuşmacı olarak katıldı. Moderatörlüğünü ise Avlaremoz editörü Betsy Penso üstlendi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Umut Uzer, Uluslararası Holokost Anma İttifakı (International Holocaust Remembrance Alliance, IHRA)’nın misyonunu açıkladıktan sonra Türkiye’nin üyelik başvurusunun halen kabul olmadığını ve gözlemci statüsünün devam ettiğini belirtti. IHRA’nın Türkiye heyeti üyesi olarak yaptıkları çalışmaları aktaran Uzer, Holokost eğitiminin öneminin üzerinde durdu. Uzer ayrıca Holokost kurtulanı Primo Levi’nin sözlerinden birçok örnekler vererek Holokost’ta yaşananları aktardı.
Karel Valansi sözlerine Holokost kurtulanı Dr. Viktor Frankl’in bir anısı aracılığıyla Nazi kamplarında asıl öldürenin umudu yitirmek olduğunu anlatarak başladı. Holokost anmalarında yaşanan değişimden bahseden Valansi, günümüzde anmalarda ve eğitimde Holokost’un nasıl gerçekleştiğinden çok, ölen kişilerin hayatına odaklanıldığına dikkat çekti. Varşova Gettosu ayaklanmasının Yom Aşoa anma günü olarak belirlenmesinin ardındaki düşünceyi tartışan Valansi, daha sonra Türkiye’nin II. Dünya Savaşı ve Holokost’a yönelik duruşunu aktardı. Konuşmasını kendi deneyimlerinden hareketle Türk Yahudilerinin Holokost’a bakışını ve aynı dönemlerde Türkiye’deki gayrimüslimlere yönelik kanunlar sebebiyle geliştirdikleri savunma mekanizmalarını anlatarak tamamladı.
Serdar Korucu Holokost döneminde Türkiye basınını farklı gazete ve başyazarlarının yazılarından örneklerle anlattı. Dönemin siyasetçilerinin pek fazla demeç vermediğini dile getiren Korucu, bu nedenle dönemi takip etmenin önemli bir yolunun gazete yazıları olduğunu belirtti. Nadir Nadi, Peyami Safa, Cevat Rıfat Atılhan’ın düşüncelerinin yanı sıra Akbaba Dergisinde yayınlanan karikatürlerden örnekler vererek ülkedeki Nazi sempatizanlığını ve Yahudi düşmanlığını anlattı. Panel soru-cevap bölümüyle devam etti.
Etkinliğin son bölümünde 2016 yılında Yabancı Dilde En İyi Film Oscarı’nı kazanan, Laszlo Nemes yönetmenliğindeki Macar yapımı ‘Saul’un Oğlu’ filmi gösterildi. Film, Auschwitz’de krematoryumda görevlendirilen Saul Auslander’in kendi oğlu yerine koyduğu bir çocuk cesedinin yakılmasını engelleyerek Yahudi ritüellerine göre gömebilme çabasını anlatıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ke vamos a mirar en la karantina?

Kon el fin del verano i el retorno de la karantina, estamos mas tiempo en las kazas. Les kero propozar tres serias de TV echos en Israel. El primer es "Tehran". Es una seria de espionaje muy enteresante. Una espion del Mossad viaja en sekreto a la kapital de Iran. Tehran es su lugar de nasimiento tambien. La hacker de komputadora tiene el objektivo de dezaktivar el reaktor nuklear. Esta misyon tendra implikasyones para el Medio Oriente i el mundo entero. La seria es en ebreo i perso. Es una sezon i tiene ocho episodios, kada uno 50 minutos. Mi segunda propozisyon es una seria romantika i komika. Lehiyot Ita (Estar Kon Eya) es una seria de 2013, ma muy simpatika. Izieron tambien la version Amerikana ke se yama “La beyeza i el panadero”. La seria konta la istorya de amor entre una supermodela internasyonal muy famoza i muy rika, i un simple panadero ke no tuvo la shans de ir a la eskola artistika por razones finansiales. La seria es dos sezones, 18 episodios en total i kada uno...

Siz sevgilinizle nasıl yürüyorsunuz?

Bir kafenin kaldırım masalarından birinde oturan İtalyan düşünür ve yazar Umberto Eco çevresinden geçenleri gözlemlediğinde bir şey fark etmiş; artık çiftler eskisi gibi kol kola değil el ele yürüyorlar! Bu yeni keşif sonrasında sokaktakileri daha da dikkatle incelediğinde el ele yürüyenlerin genellikle 30 yaş üstü, burjuva sınıfına ait olduklarını fark etmiş. Umberto Eco bu gözlemini yaptığında şöyle sormuş kendine, “Eskiden çiftler kol kola yürürdü. Şimdilerde ise el ele tutuşmak neredeyse zorunlu. Çocuklu erişkinlere ve gay’lere özgü duran el ele tutuşma onları cinsel ilgiyle ödüllendiren tek kişiyi kaybetmeme yolu mu? Bozulmayacak ilişkiye boyun eğmek, kadere teslim olmak mı? Yoksa yaşlılığın karşı konulmaz ilerlemesi ve yetersiz gelir seviyesini dengeleyen bir şefkat göstergesi mi?” Günlük hayatın bu belki önemsiz ancak ilginç detayı Eco’nun dikkatini çektiği gibi Tempo Dergisi’nin kasım sayısındaki konuyla ilgili makalesini okuduğumdan beri benim de ilgimi çekiyor. Ne k...

Her yaşam bir roman - Panama´daki Türk Yahudileri

Panama´da hızla büyüyen bir Yahudi yaşamı var. Café con Teclas kitabının yazarı gazeteci Sarita Esses´in yanı sıra Antakyalı Eli Cemal, Mersinli Musa İlarslan, Trakya kökenli Julia Kohen de Ovadia ve kuzeni İstanbullu Çela Alkabes de Eskinazi ile göç hikayelerini ve Panama´daki yaşamlarını konuştuğumuz keyifli bir sohbet sizleri bekliyor. Julia Kohen de Ovadia İstanbul doğumluyum. Babam Çanakkaleli Aron Kohen, annem ise Çorlulu Suzi Bahar.  Seneler evvel büyükbabamın eltisi Meksikalı Sultana genç yaşta çocuksuz dul kalınca küçük teyzem Donna’yı yollamasını istedi anneannemden. Donna da Sultana teyzesiyle yaşamak için Meksika’ya gitti. Orada eniştem Moises Mizrachi ile tanıştı ve evlenerek Panama’ya taşındı. Büyükbabam Nessim Bahar vefat edince anneannem Coya, ablam Malka ile iki aylığına kızını görmeye Panama’ya gitti. Ancak orada ablam eniştemle tanıştı, evlendi ve hayatını Panama’da kurdu. Dört çocuğu ve on torunu var. Ablamın düğünü için Panama’ya geldiğimizde ben Saint Pulcheri...