Ana içeriğe atla

‘Türkiye modeli’ne destek azalıyor

Geçtiğimiz perşembe günü TESEV Dış Politika Programı tarafından hazırlanan ‘Ortadoğu’da Türkiye Algısı’ araştırmasının sonuçlarının açıklandığı panele katıldım. Ortadoğu coğrafyasına ait 16 ülke ve 2800 katılımcı ile gerçekleştirilen araştırmada, hem Türkiye, hem de bölgenin sorunları ve geleceği hakkında Ortadoğu halkının nabzı yoklandı.
Bu verilere göre 2012’de de Türkiye bölgenin önemli bir oyuncusu. Ortadoğu barışına katkıda bulunması ve bölgede daha büyük rol oynaması istenen Türkiye, ‘model ülke’ olarak da kabul görüyor.
Sosyal ve kültürel benzerlikler Ortadoğu halklarının Türkiye’ye karşı sempati duymasını sağlıyor. Türk Tv dizileri ve ürünleri ile pekiştirilen bu popülerlik ihracata yansıyor, en çok da turizm artışı ile kendini gösteriyor. Türkiye, Suudi Arabistan’dan sonra en önemli ikinci ekonomik güç olarak kabul edilirken, önümüzdeki on yıla bakıldığında, bölgenin gelecekteki ekonomik lideri olarak gösteriliyor. ‘Türkiye Modeli’ ekonomisi, demokratik ve seküler yapısı ile örnek teşkil ediyor ancak bu sene destek oranında gerileme görülüyor. Bu durumun temelinde bölgede ve Türkiye’de yaşanan ‘değişim’ yatıyor.
Arap Baharı’nın vaat ettiği demokratik gelişmeyi yakalayamayan ve beraberinde getirdiği zorlukları yaşayan halkların geleceğe karşı umutları azalıyor. Değişime olan inanç azaldıkça, model arayışı da önemini yitiriyor. Bir diğer neden ise, Türkiye’nin Ortadoğu’da bölgesel ve ekonomik güç olarak kendini yeniden konumlandırması. Arap Baharı ile değişen komşularına göre yeni politikalar üretmesi, bölge halkı tarafından eskisi kadar tarafsız olmadığı şeklinde yorumlanıyor. Katılımcıların dörtte biri Türkiye’nin mezhebe dayalı bir dış politika yürüttüğünü düşünürken, Suriye ve Iraklı katılımcılar Türkiye’nin kendilerine düşmanca yaklaştığını söylüyor. Hapisteki gazeteci ve komutanların çokluğu, ifade özgürlüğü ve demokrasi konusunda soru işaretleri yaratıyor, özgürlük peşinde koşan bu halkların modele olan inancını zayıflatıyor. Türkiye ekonomik olarak güçlü ve demokratik süreçte çok daha gelişmiş olsa da farklı modeller ön plana çıkarılıyor, her ülke kendi modelini yaratmaya çalışıyor.
Hakkında en olumlu düşünülen ülke Türkiye’den en büyük tehdit olarak görülen ülkeye geçtiğimizde, İsrail yüzde 47 ile katılımcıların yarısına yakını tarafından ‘düşman’ olarak tanımlanıyor. Kapsamlı bir Ortadoğu araştırması amaçlandığında bölgenin önemli bir oyuncusu olduğu kadar, verilere göre önemli bir tehdit olarak görülen İsrail’in de bu araştırmaya eklenmiş olması gerekirdi. Diplomatik ilişkilerdeki gerilemeye rağmen iki ülke arasındaki ticaret göz önüne alındığında bu bilgiler öncelikle Türkiye’nin dış ticareti için oldukça önemli.
‘One Minute’ ve Mavi Marmara olaylarının ardından İsrail halkının önceki yıllardaki olumlu Türkiye algısının düştüğü tahmin edilebilir ancak ne kadar düştüğü bu tür araştırmaların sonucunda ortaya çıkabilir. Üstelik İsrail nüfusunda farklı ülkelerden göç etmiş kişilerin ve önemli oranda Arapların bulunması bu sonuçları daha da ilgi çekici kılacaktır.
İsrail-Filistin sorunu bölge sorunları arasında önemini korurken, bu araştırmada her iki tarafa da söz hakkı verilmeli. İsrail halkının bu konuya yaklaşımını öğrenmek, İsrail-Filistin sorununda arabuluculuk yapması istenen Türkiye’nin de bilmesi gereken bir veri. Hatta araştırmada ‘Filistin’ olarak geçen Batı Şeria ile Gazze’den gelen sonuçların dağılımının belirtilmesi bile İsrail-Filistin barışı konusunda farklı tutum sergileyen El Fetih ve Hamas ile halkın paralel fikirde olup olmadığını öğrenme şansını doğurabilir.
Araştırma sonucunda Türkiye Ortadoğu’da örnek gösterilen, imrenilen ve bölgede daha büyük rol oynaması istenen önemli bir güç. Geleceğin halkın düşünceleriyle şekillendiğini kabul edersek, bu veriler geleceği öngörmemize yarayacağı gibi Türkiye’nin hem siyasi politikasında hem de dış ticaretinde bir kılavuz işlevi görebilir. TESEV’in belirttiği gibi Türkiye’ye olan bu sempati hiçbir zaman diplomatik gücün garantisi olamaz ancak bu avantajı kaybetmemek gerektiği gibi Türkiye’nin çıkarlarını gözetecek yönde kullanmakta fayda var.

Karel Valansi OBJEKTİF
Şalom Gazetesi 7 Kasım 2012
http://www.salom.com.tr/newsdetails.asp?id=84650

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları ...

Kimdir bu Yahudi komşum?

500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi tarafından düzenlenen Yahudi Kültürü Avrupa Günü geçtiğimiz pazar günü yüksek bir katılımla gerçekleştirildi.  ‘Kaybolan Diller’ teması ile gerçekleşen güne katılan katılımcılar birçok etkinlikle Türk Yahudi kültürüne ait gelenekleri, şarkıları, düğün ve diğer merasimlerine birebir tanık olarak tanıdılar.  Yahudilerin kültürel ve tarihi mirasını tanıtmak amacıyla, 27 Kasım Pazar günü, Avrupa’nın otuza yakın ülkesinde düzenlenen Yahudi Kültürü Avrupa Günü kentimizde de yoğun ve keyifli bir programla kutlandı. ‘Kimdir bu Yahudi komşum?’ etkinliği, Yahudi Kültürü Avrupa Günü Uluslararası oluşumu çerçevesinde 500.Yıl Vakfı tarafından Türk Musevileri Müzesinde düzenlendi. 1999 yılından beri Avrupa’nın birçok şehrinde, 2001 yılından beri de Türkiye’de her yıl düzenlenen Yahudi Kültürü Avrupa Günü’nün bu seneki teması ‘Kaybolan Lisanlar’ idi. Saat 11’de kapılarını ziyaretçilerine açan Neve Şalom Sinagogu ve Türk Musevileri Müzesi gün boyunca ...

Riva Hayim'den güzel bir sürpriz :)

Kelebek 
Korse’nin 
duvarındaki
 delik 
ve 
pazar 
günkü
 tezgahtar Pazar günü Beyoğlu’ndaki Kelebek Korse Mağazasında, satış elemanı olarak Türk Musevi Cemaat Başkanı İshak İbrahimzadeh vardı. İbrahimzadeh’nin tezgahın arkasına geçmesi, cemaati temsilen değil, kişisel aldığı bir karardı; bunu belirtelim.  Çoğu kişi okumuştur; Kelebek Korse ile ilgili çok sayıda röportaj yapıldı. Uzun süredir gazetelerde haber olan bir durum. Özetle, ‘10 yıl yasasıyla’ birlikte esnaf yavaş yavaş Beyoğlu’nu terk ediyor. Kelebek Korse’nin sahibi İlya Avramoğlu’nun durumunda ise, 3000 TL olan bir kira bedeli bu yasayla birlikte yaklaşık 30 bin TL oldu.  Özetle hukuken mülk sahibi hak sahibi. Yani mülk sahibi dilediğine mülkünü kiralar, dilediğinde de kiracısından 10 katı kira ister. Hatta bu süreçte kiracıyla muhatap bile olmak zorunda değil. Hukuken bir yasa var çünkü. Merhametli falan olmak zorunda değil. Karşı taraf da başka bir azınlığın temsiliyetini yapıyor. Kaldı ki yan taraftaki z...