Ana içeriğe atla

Ortadoğu’da Türkiye Algısı- Araştırma sonuçları

TESEV tarafından gerçekleştirilen ve Ortadoğu’daki Türkiye algısını inceleyen araştırmaya göre bölgede Türkiye hakkında genelde olumlu düşünülüyor. Türkiye’nin bölgesel barışa katkıda bulunduğu belirtilirken ‘model ülke’ olarak algısı ise azalıyor. Bölge halkında ekonomik sorunlar ilk sırada yer alırken, Arap Baharı’na olan inanç azaldıkça, geleceğe umutla bakma oranında da düşüş gözlemleniyor

Friedrich Ebert Stiftung ile Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) tarafından gerçekleştirilen ‘Ortadoğu’da Türkiye Algısı 2012’ araştırması perşembe günü bir basın toplantısıyla tanıtıldı. Araştırmaya göre Ortadoğu ülkelerinin Türkiye algısı olumlu olarak tanımlanıyor. Ancak hem ülkesel hem de bölgesel bazda bir gerileme görülüyor. Bölgesel bazda 2011 yılında %78 olan oran 2012’de %69’a azalırken, ülke bazında en ciddi gerileme Suriye ve Irak’ta gözlemleniyor.
Türkiye ‘model ülke’ olarak konumunu korusa da oran düşüyor. Türkiye’nin en çok ekonomi, demokrasi ve seküler yapısı takdir ediliyor. Türkiye Suudi Arabistan’dan sonra bölgenin en önemli ikinci ekonomik gücü olarak kabul görüyor.
2011 verilerine göre bir düşüş gözlemlense de, Türkiye’nin Ortadoğu’daki barışa katkıda bulunduğu düşünülüyor. Türkiye’nin Ortadoğu’da daha büyük bir rol oynaması ve İsrail-Filistin sorununda arabuluculuk yapması gerektiği düşünülüyor.


Türkiye’nin Suriye krizine tepkisi Suriye, Irak ve İran katılımcıları tarafından olumsuz olarak değerlendirilirken, Türkiye’ye bu konudaki en büyük destek Libya ve Suudi Arabistan’dan geliyor. Suriye ve Irak’taki katılımcıların yarısından fazlası, Türkiye’nin ülkelerine düşmanca yaklaştığını belirtiyor.
Türkiye bölgenin en önemli siyasi gücü olarak tanımlanırken, Suudi Arabistan sosyal ve ekonomik, İran ise askeri güç olarak öne çıkıyor. Katılımcıların %28’i Türkiye’nin mezhebe dayalı bir dış politika izlediğini düşünürken, bu oran Irak, Suriye ve İran’da %50’leri aşmış durumda.
Bölgenin en önemli sorunu ciddi bir farkla ekonomi olarak tanımlanırken, Ortadoğu halkının geleceğe umutsuz baktığı ve Arap Baharı’nın etkilerini olumlu olarak tanımlayanların oranında düşüş olduğu gözlemleniyor.
İsrail %46 ile bölgedeki en önemli tehdit olarak algılanırken, bu ülkeyi ABD ve İran takip ediyor. İsrail hakkında olumlu düşünenlerin oranı %10’dan %5'e gerilerken, İsrail-Filistin sorunu ve Batı tehdidi %7 ile ekonomi ve siyasi sorunların ardından geliyor.
3-28 Ağustos 2012 tarihleri arasında, aralarında Mısır, Suriye, Irak, İran, Katar dahil olmak üzere toplam 16 ülkeden 2800 katılımcı ile gerçekleştirilen araştırmada İsrail bulunmuyor.


Karel Valansi



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different countri

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

Her yaşam bir roman - Panama´daki Türk Yahudileri

Panama´da hızla büyüyen bir Yahudi yaşamı var. Café con Teclas kitabının yazarı gazeteci Sarita Esses´in yanı sıra Antakyalı Eli Cemal, Mersinli Musa İlarslan, Trakya kökenli Julia Kohen de Ovadia ve kuzeni İstanbullu Çela Alkabes de Eskinazi ile göç hikayelerini ve Panama´daki yaşamlarını konuştuğumuz keyifli bir sohbet sizleri bekliyor. Julia Kohen de Ovadia İstanbul doğumluyum. Babam Çanakkaleli Aron Kohen, annem ise Çorlulu Suzi Bahar.  Seneler evvel büyükbabamın eltisi Meksikalı Sultana genç yaşta çocuksuz dul kalınca küçük teyzem Donna’yı yollamasını istedi anneannemden. Donna da Sultana teyzesiyle yaşamak için Meksika’ya gitti. Orada eniştem Moises Mizrachi ile tanıştı ve evlenerek Panama’ya taşındı. Büyükbabam Nessim Bahar vefat edince anneannem Coya, ablam Malka ile iki aylığına kızını görmeye Panama’ya gitti. Ancak orada ablam eniştemle tanıştı, evlendi ve hayatını Panama’da kurdu. Dört çocuğu ve on torunu var. Ablamın düğünü için Panama’ya geldiğimizde ben Saint Pulcherie’de