Ana içeriğe atla

Tepki çekmemek için kipa takamıyoruz - Taraf Gazetesi röportaj

Türk Yahudi toplumu kendini anlatabilmek, kendileri hakkında önyargıları cevaplamak için söyleşiyor.
Yüzyıllardan beri yüzlerce kötü efsaneye ve nefret söylemlerine sıkça konu edilen Yahudi toplumu kendini anlatabilmek için yeni bir girişimde bulunuyor.Türk Yahudileri haklarındaki önyargılara ve merak edilenlere cevap vermek için söyleşiler düzenleniyor. Amaç daha çok insanın bu konuda bilgilenerek Yahudiler hakkındaki kötü algının ve önyargının mümkün olduğunca yıkılmasını sağlamak… Daha önce Yahudilik söyleşilerine konuşmacı olarak katılmış Ceki Gözcü, Henri Çiprut, Ceni Palti ve Karel Valansi ‘yle söyleşilerde başlarına gelenleri ve Türkiye’de Yahudi olmayı konuştuk.

17 BİN KİŞİ Mİ YÖNETİYOR
Karel, İstanbul’da yaşayan iki çocuk annesi bir gazeteci. Yahudilerin çıkardığı Şalom Gazetesi’nde dış politika yazıyor. Gittiği söyleşilerdeki insanların Yahudiler hakkındaki algısını şöyle anlatıyor “Yahudiler uzaydan gelmiş, dünyayı yöneten, bütün kötülüklerin anası olarak görülüyor. Türkiye’de 17 bin kişi olduğumuzu öğrenince şaşıranlar var. ‘17 bin kişi nasıl 75 milyonluk Türkiye’yi yönetmeyi başarıyor’ diyorlar. Bütün dünyayı biz yönetiyoruz ya, hepimizin IQ’sunun da çok yüksek olduğunu sanıyorlar.” 
Ceki öğrenci, Kocaeli Üniversitesi’nde Metalürji mühendisliği okuyor. Kendisinden Yahudilik konulu bir söyleşi vermesi ilk kez Kocaeli’nde istenmiş. “Burada bir Yahudi olarak konuşursam başıma ne gelir acaba” diye düşünürken söyleşi gayet olumlu geçmiş. “Sadece biri çıktı herkesin içinde seni son din İslam’a davet ediyorum” dedi bende ona baktım ‘Ne yapmamı bekliyorsun? Şu an din değiştirmemi mi?’ dedim. Sonra davetiyle ilgilenmediğimi söyledim” 
Henri, özel bir şirkette orta kademe yönetici. “Yahudilerin hepsinin çok zengin olduğunu sanıyorlar. Ben de onlara ‘o zaman neden benim cebimde akbil var, neden kredi kartı borcumu ödeyemiyorum dedim. Şaşırdılar” diyor.

İSİM SORUNU YAŞAMAMAK İÇİN
Ceni ise bir rehber öğretmen, Yahudilikle ilgili yaşadıklarını şöyle anlatıyor “Yahudi olduğumu öğrendiklerinde ticaret bildiğimi varsayarak benimle tekstil ticareti konuşmak isteyen oldu. Oysa ben ne anlarım tekstil ticaretinden. Boğaziçi’nde okurken de bir arkadaşım adımı öğrenince ‘sen nesin’ diye sordu. Yani hangi ırktansın, dindensin falan değil de ‘nesin sen’ ben de ona ‘ben masayım’ dedim. 
Birçok Yahudi toplumda rahat yaşayabilmek için ikinci bir Türkçe isim kullanıyor.” 
Karel, “Ben Türk Yahudisiyim, Sırf Yahudi olduğum için İsrail’in izlediği tüm politikalara vakıf olmam bekleniyor. Benden talep edilen şey Türk olduğumu ispatlamam için İsrail’i kınamam” 
Dindar bir Yahudi başında kipa ile gezmek zorunda. Türkiye’de ise tepki çekmekten korktukları için dindar Yahudilerin bunu yapamadıklarını söylüyorlar. 
Henri söyleşilerde “Neden sevilmiyorsunuz” diye sorulduğunu anlatıyor ve ekliyor “Ben de onlara şöyle diyorum ‘Bizzat kaç tane Yahudi tanıdın ki sevmiyorsun” 
Türk Yahudileri karşılaştıkları önyargılara ve günlük hayatlarının siyasetçe zorlaştırılmasına rağmen 500 yıldır vatanları olan Türkiye’den ayrılmayı düşünmüyorlar.

Taraf Gazetesi 8 Temmuz 2015

Yorumlar

Isaac Haskiya dedi ki…
Bu durumdan bıkmadınız mı?
İsaac Haskiya
Unknown dedi ki…
maalesef TR'de gayri muslim cematin uzaydan geldiğine inanmakta insanlar. yunanistan, kıbrıs, israil ya da ermenistan gelmiş olduğuna inanan çok fazla insan! bir gün İstiklal'de yürürken telefonda kuzenimin gelip gelmediğini sormuştum anneme, mario geldi mi diye önümden giden adamlar hangi mario süper mario mu diye cevap vermişti.. ve pek çok benzeri şey. cahillik! çok fazla söze gerek yok.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Orta Büyüklükte Bir Güç Olarak Türkiye’nin Dış Politikası

Farklı bölgelerde devam eden savaş ve krizler, uluslararası ilişkilerde güç rekabetini öne çıkarıyor. Buna ABD’nin büyük güç olarak alışılmış rolünü yerine getirmekteki isteksizliği de eklendiğinde, 1945’ten bu yana kurulan uluslararası düzen ve yapı taşı olan kurumlar yıpranıyor. Bunun sonucu olarak belirsizlik artıyor ve mevcut küresel sistem bir geçiş döneminin sancılarını yaşıyor. Öte yandan bu durum, orta güç olarak tanımlanan ülkelere daha geniş bir hareket alanı da sağlıyor. Bu sayede orta güçteki ülkeler, sistemde dengeyi gözeten, arabuluculuk yapabilen, bölgesinin istikrarına katkı sağlayabilen, hatta zaman zaman kapasitesinin üzerinde sorumluluk ve inisiyatif alabilen, küresel düzeyde etkili roller oynayabilen aktörler haline geliyor. Özellikle belirsizlik dönemlerinde bu ülkeler çok yönlü diplomasi, proaktif dış politika, esnek ittifak arayışları ile öne çıkabiliyor. Türkiye, bu bağlamda, orta güçte bir devlet olarak dikkat çeken bir örnek teşkil ediyor. Jeostratejik konumu,...

Ahmet Han: “Türkiye ile İsrail kadar stratejik çıkarları bu kadar örtüşen iki ülke daha yok”

Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Kasım Han ile İsrail’de üç çocuğun kaçırılmasının ardından başlayan süreci, son Gazze operasyonunun hem İsrail-Filistin ilişkilerinin geleceğine hem de dünyada artan antisemitizme etkisini konuştuk. Ayrıca yaşanan tüm bu olayların Türkiye’deki yansımaları ve Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceğini tartıştık. Dökme Kurşun Operasyonu’ndan sonra İsrail ile Hamas arasında sükûnete karşı sükûnet anlayışı hâkimdi. Ne değişti? İsrailli üç çocuğun kaçırılıp öldürülmesi ile mi işler değişti yoksa daha önceden bunun sinyalleri var mıydı? Tarafların ikisinin de birbirleri ile ilgili bir algıları var. Kim kimin neyi ne kadar stokladığını biliyor. Bu bakımdan herkesin bir müdahale eşiğinin olduğunu düşünüyorum. Yüksek sesle çok söylenmiyor ama pişe pişe bir noktaya geldiği zaman taraflar biliyor ki artık orada mutfağa girmek, müdahale etmek lazım. Bu İsrail için Hamas’ın silahlanması ve altyapısını geliştirmesi ile ...

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları ...