Ana içeriğe atla

Grexit mümkün mü?

Yunanistan, IMF’ye olan borcunu ödemesi gereken 30 Haziran’da ödeyemedi. 20 Temmuz’da Avrupa Merkez Bankası’na olan borcunu da ödeyemeyecek. Çok basit ama bazen birçoklarının unuttuğu bir sebepten; parası yok.
‘Alabileceğiniz bir canım kaldı’ diyen Atina, pazar günkü referandumla kreditörlerin yeni kemer sıkma politikalarına ‘hayır’ dedi. 2010’dan beri istemeyerek de olsa devam ettirdiği tedbirlerin, Troyka kurtarma paketlerinin hiçbir yere varmadığını tecrübe etmiş bir ülke çünkü Yunanistan. Ocak ayında seçimleri kazanan Syriza da kronikleşen borçları ödemeyeceklerini söyleyerek halka bıktıkları kurtarma paketlerine son verme sözünü vermişti. Hazirandaki görüşmede ise Syriza bu sözünden epeyce bir saparak kreditörlere bir teklif sundu. Bu teklif yeni kemer sıkma politikaları karşılığında bir kısım borcun silinmesi üzerine kuruluydu. En nihayetinde tüm bu borçların ödenebilmesi zaten mümkün değildi. Ancak kabul edilmedi ve referanduma giden çıkmaza gelindi.
Yunanlılar Avrupa’nın bir parçası olarak kalmak isteseler de ailenin sorunlu çocuğu olmaktan bıktılar. Tüm bu ekonomik kurtarma paketlerini ülkenin bağımsızlığına bir tehdit, içişlerine müdahale olarak algılıyorlar ve Troyka temsilcilerinin samimiyetine güvenmiyorlar. 2008 küresel ekonomik krizinden beri süre gelen ekonomik tedbirlere halkın bir başkaldırısı bu aslında.
Avrupa, referandumdan çıkan ‘hayır’ sonucunu, Yunanistan’ın Euro sistemine vedası olarak algılıyor. Peki, bir AB ülkesinin Euro’ya vedası mümkün mü?

İkinci Dünya Savaşı sonrası ekonomik bir birlik olarak tasarlanan ‘Birleşik Avrupa’ fikri, ticaretin sınırlarını ortadan kaldırmayı amaçlıyordu. Asıl hedefse Avrupa ülkelerinin bir daha birbirleriyle savaşmasını engelleyecek bir aidiyet kurmaktı. Daha sonraları Avrupa Birliği ortak parlamento, ortak bayrak ve en nihayetinde ortak para birimi ile amaçladığı siyasi yapıya ulaştı.
Avrupa Birliği’nin kurucu üyeleri ortak para birimine geçişin geri dönülemez bir süreç olduğuna inandıklarından olsa gerek, Euro’nun tamamen kullanım dışı bırakılması veya bir ülkenin Avrupa Birliği’nde kalıp Euro’dan ayrılma olasılığı üzerine hiçbir çıkış yolu belirlememişler. Yani günümüz AB kanunlarına göre Euro’dan çıkışın bir el kitabı yok. Bir ülke, Euro bölgesinden ayrılmak isterse veya Avrupa Birliği bir ülkenin Euro bölgesinden ayrılmasını talep ederse, AB kanunlarının 50. maddesine göre Avrupa Birliği’nden ayrılması gerekiyor. Bu durumda Yunanistan’ın Euro’dan ayrılması için AB üyeliğinden feragat etmesi ve daha sonra tekrar üyeliğe başvurarak üye tüm ülkelerin rızasını alması gerekiyor. Bu bakımdan referandumdan çıkan sonuç Büyük Avrupa Projesi’nin de bir yenilgisi olarak görülebilir. 
Grexit’i, yani Yunanistan’ın Euro sisteminden ayrılması konusunu ilk defa tartışmıyoruz. Yunanistan Hükümet Sözcüsü Pantelis Kapsis, Ocak 2012’de ikinci kurtarma paketi de işe yaramazsa ülkesinin Euro bölgesinden ayrılacağını duyurmuş, bunun üzerine risk analizleri yapılmaya başlanmıştı. Yunanistan’dan doğacak finansal bir krizin Avrupa’nın zaten sıkıntıda olan büyük ekonomilerinden İspanya ve İtalya başta olmak üzere tüm Avrupa’ya yayılabilecek bir panik ve güvensizlik ortamını ateşlemesinden korkuluyordu. Sonuçta Lehman Brothers tecrübesi daha çok tazeydi. Gereken önlemler alındı, AB kurumları Yunanistan’ın Avrupa bankalarına olan borçlarını üstlenerek bu olasılığı bertaraf ettiler.
Son altı yılda Yunanistan’ın ekonomisi yüzde 25 küçüldü, genç işsizlerinin oranı yüzde 49,7, günlük para çekme limiti ise 60 Euro. ATM’ler önünde uzun kuyruklar var. Borç ile yaşayan Yunanistan’ın daralan ekonomisi, olmayan sanayisi, düşük ihracat kapasitesi ile geleceği belirsiz.
Kaybedeni çok ama kazananı da belli değil bu sürecin. Böyle bir durumda Drahmi’ye geri dönüp büyük bir enflasyon onu beklese de, borcu Euro olarak sabit kalacak olsa da ekonomisini yeniden kendi kontrolüne almak istemesinin şaşılacak bir yönü olmaz. Çünkü aslına bakarsanız Euro bölgesi ekonomilerini o ülkenin seçilmiş hükümetleri değil, Avrupa Merkez Bankası ve AB’nin güçlüleri yönetiyor. Kendi para birimine sahip ülkeler bütçe açığını, iç ve dış borçlarını finanse etmek için para basabilirken, ortak para birliğinde bu yapılamıyor, kullandığı para birimini yönetemiyor. Dengeyi ancak maaş, sosyal harcama ve ödemeleri kısarak, Euro ile borçlanarak ve vergiyi arttırarak aşabiliyor. Bu da tüm yükü kamuda olan Yunanistan’ı daha da borç batağına sürüklüyor. Burada sanırım asıl ödün vermesi gerekecek olan yine başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın güçlü ekonomileri olacak. Bunu ülkelerindeki vergi mükelleflerine nasıl açıklayacaklarını bilemesem de Euro sistemini terk ederek Drahmi ile ekonomisini yeniden kontrol altına almak, Yunanistan için özellikle uzun vadede daha doğru bir çözüm gibi gözüküyor.

Karel Valansi OBJEKTİF Şalom Gazetesi 8 Temmuz 2015

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Grexıt de mümkün, euroda da kalmak mümkün. Yalnız bu kararların fiyatı farklı. Grexit Yunanistanı iktisâdi bir paryaya çevirir. Kalmak da geleceği karanlık tâlihsiz bir köleye!
Büyük yanlış Yunanistanı euroya almakla yapıldı, yâni iki tarafın da büyük hatası oldu.
Şimdi diyebiceğimiz tek şey 'Ayıkla pirincin taşını' dır!
Isaac Haskiya

Bu blogdaki popüler yayınlar

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different countri

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

The one question people asked me when I got home from Turkey - Tami Sussman

If I had been handed a hundred dollars for every Australian Jew who asked me if I was worried about travelling to Turkey in July due to antisemitism, I would have been able to fly business class. Qantas business class. Add another hundred for every Jew who asked me how I could justify supporting the Turkish economy in the current climate and I could have made it a return flight.  Instead, I found myself wedged between my screaming children in economy with separate  Bluey theme songs blasting through unsynced iPads, reassessing every life choice that had brought me to this point. Reproducing with their half-Turkish Sephardi father Yosi “because he is very good looking” suddenly seemed like a questionable decision made by a naive 30-year-old who didn’t consider the inevitable trip we’d have to make in order for the children to meet their great grandmother, aunts, uncles and cousins who don’t travel further than Madrid.  The honest truth is yes, I was worried about antisemitism. I had rea