Ana içeriğe atla

Terör mağduru İsrailli, kahraman doktoru ile buluştu

19 Mart’ta İstanbul’un kalbinin attığı İstiklal Caddesi bir terör saldırısına sahne olmuştu. Bir turist grubunun ortasına gelerek kendini patlatan terörist dört kişinin ölümüne, onlarca kişinin yaralanmasına sebebiyet vermişti. Kurbanların büyük çoğunluğu misafirlerimiz, İstanbul’u gezen İsrailli turist grubuydu. ‘Gurme tur’ ile İstanbul’a özgü tatları tanımak için gelen turistlerin fotoğraflara da yansıyan neşeli tatilleri maalesef çok acı bir şekilde sona ermişti. Ekim ayında, saldırıdan yedi ay sonra, olayda ağır yaralanan Yehudit Sarig ve kızı Rotem İstanbul’a geldiler. Hem korkularını yenip bu olayı geride bırakabilmek, hem de çok özel bir adamla, kahramanları ile buluşabilmek için.

19 Mart 2016’da İstanbul’un en işlek caddelerinden İstiklal, hepimizi derinden etkileyen korkunç bir terör saldırısına sahne oldu. Bir turist grubunun ortasında patlatılan canlı bomba, bir cumartesi sabahı Taksim’in bu işlek caddesinde bulunan birçok kişinin hayatını kaybetmesine ve yaralanmasına sebep oldu. Hayatını kaybedenlerin tamamı yabancı uyrukluydu; İsrail vatandaşı Simha Siman Demri, Yonathan Suher, Avraham Godman ve İranlı Ali Rıza Khalman. Saldırıda 24’ü yabancı uyruklu ve bir küçük çocuk dahil toplam 39 kişi yaralandı. Yaralananlardan yedisinin durumu oldukça ağırdı. Saldırının hemen ardından İstanbul’daki çeşitli hastanelerde ilk tedavileri yapılan yaralılar daha sonra ülkelerine yollandı. İsrail cenazeleri ve yaralılarını almak için ertesi sabah askeri uçak gönderdi. Uçakta travma bölümünden doktorlar yaralıların tedavilerini devam ettirmek için hazır bekliyordu.
Saldırının hemen ardından Tel Aviv’e giderek yaralıları ziyaret etmiş, Türk mutfağını ve bu mutfağa özgü tatları tanımak için ülkemizi ziyaret eden bu kişilerin hikâyelerini öğrenmiştim. İstanbul ve Türk halkına karşı sevgileri azalmamıştı. Ancak yeniden İstanbul’a dönmeleri için zamana ihtiyaçları vardı.
Saldırının üstünden tam yedi ay geçti. Ağır yaralanan Yehudit Sarig ve kızı Rotem bu olayı geride bırakabilmek için İstanbul’a geri döndüler. Tedavileri ve iyileşme süreçleri çok zor olmuştu her ikisinin de. Yehudit haftalarca uyutulmuş, Rotem ardı ardına ameliyatlar geçirmişti. Yehudit ile konuştuğumda Türk halkının ne kadar yardımcı olduğunu anlattı ve misafirperverliğini övdü. “İnanılmazdı,” diye tekrarladı birçok kez.
Önce İstiklal Caddesine, saldırının olduğu yere gittiler. Daha sonra tıpkı o gün planladıkları gibi yakınlardaki köfteciye gittiler. Zübeyir Ocakbaşı’na gittiklerinde kendi resimlerinin, saldırı öncesi grup olarak çektirdikleri resmin duvarda asılı olduğunu gördüler.
İstanbul’da oldukları süre boyunca onlara yardımcı olan herkes ile bir araya gelmeye çalıştılar. Türk Yahudi toplumunun kendilerine çok yardımcı olduğunu anlattı Yehudit. Saldırı sonrası her biri farklı hastanelere gönderilmişti. Bir saat içinde Yahudi toplumundan kişilerin hastanelere geldiğini ve uçağa binip ülkelerine dönene kadar yanlarından ayrılmadıklarını anlattı. Hem hastane personeli ile iletişimde, hem de herhangi bir ihtiyaçlarında yardımcı olduklarını söyledi. “Ben dünyada böyle bir Yahudi toplumu görmedim. İnanılmazdılar,” diyor Yehudit.
Olayı geride bırakmak amaçları ancak bu ziyaretlerinin bir sebebi daha vardı. Kahramanlarıyla, Yehudit’in hayatını kurtaran doktor ile de ilk defa tanışacaklar. Prof. Dr. Alper Toker dünyada ilk defa yapılan bir ameliyatla Yehudit’in hayatını kurtardı. “Günün asıl kahramanı oydu,” diyor Yehudit.
Prof. Dr. Alper Toker göğüs cerrahisi ve robotik göğüs cerrahisi konusunda tanınmış bir doktor. Kalp, damar ve akciğer konusunda uzman olan Toker’in o hafta sonu Antalya’da bir konferansta olması gerekiyordu. Son anda İstanbul’a değiştirilen konferans mekânı, aynı zamanda Yehudit’in de hayatını kurtaran büyük bir şans oldu. Konferansta soluk borusunun vücuttan ayrılması konusunda bir konuşma yapan Toker, bu ameliyatı daha zor şartlarda, ağır yaralı Yehudit üzerinde gerçekleştireceğini bilmiyordu. Çapa Hastanesine çağırılan Prof. Toker bu ameliyatı dünyada başarıyla yapabilecek ender doktorlardan biriydi. Kalbi durup yeniden çalıştırılan Yehudit’i ameliyata alırken bu tür bir ameliyatın dünyada ilk defa yapılacağının da bilincindeydi. Prof. Toker doğru zamanda doğru yerdeydi ve onun o gün Antalya’da değil de İstanbul’da olması Yehudit’in hayatını kurtaran çok büyük bir şanstı.
İstanbul ziyareti sırasında Yehudit, Prof. Toker’i muayenesinde ziyaret etti. Her ikisi için de oldukça heyecanlı ve duygusal bir karşılaşmaydı. Hastasını muayene eden doktor, sağlık durumunu ve iyileşme sürecini inceledi. Yehudit ise hayatını kurtaran kişiyle ilk defa tanışmanın heyecanını yaşıyordu. Dünyadaki tüm nefret ve şiddete inat, hayatı kutlamak için hep birlikte yemeğe çıktılar. Tüm kötülüklere ve önyargılara rağmen, mesleğine aşk ile bağlı doktor ile hayat dolu ve dirençli hastası arasında sevgi ve şükran dolu çok özel sarsılmaz bir bağ var artık.
Karel Valansi Şalom Gazetesi 2 Kasım 2016
http://www.salom.com.tr/haber-100953-teror_magduru_Israilli__kahraman_doktoru__ile_bulustu.html#sthash.bwRX6Cls.dpuf

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ke vamos a mirar en la karantina?

Kon el fin del verano i el retorno de la karantina, estamos mas tiempo en las kazas. Les kero propozar tres serias de TV echos en Israel. El primer es "Tehran". Es una seria de espionaje muy enteresante. Una espion del Mossad viaja en sekreto a la kapital de Iran. Tehran es su lugar de nasimiento tambien. La hacker de komputadora tiene el objektivo de dezaktivar el reaktor nuklear. Esta misyon tendra implikasyones para el Medio Oriente i el mundo entero. La seria es en ebreo i perso. Es una sezon i tiene ocho episodios, kada uno 50 minutos. Mi segunda propozisyon es una seria romantika i komika. Lehiyot Ita (Estar Kon Eya) es una seria de 2013, ma muy simpatika. Izieron tambien la version Amerikana ke se yama “La beyeza i el panadero”. La seria konta la istorya de amor entre una supermodela internasyonal muy famoza i muy rika, i un simple panadero ke no tuvo la shans de ir a la eskola artistika por razones finansiales. La seria es dos sezones, 18 episodios en total i kada uno...

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different cou...

Orta Büyüklükte Bir Güç Olarak Türkiye’nin Dış Politikası

Farklı bölgelerde devam eden savaş ve krizler, uluslararası ilişkilerde güç rekabetini öne çıkarıyor. Buna ABD’nin büyük güç olarak alışılmış rolünü yerine getirmekteki isteksizliği de eklendiğinde, 1945’ten bu yana kurulan uluslararası düzen ve yapı taşı olan kurumlar yıpranıyor. Bunun sonucu olarak belirsizlik artıyor ve mevcut küresel sistem bir geçiş döneminin sancılarını yaşıyor. Öte yandan bu durum, orta güç olarak tanımlanan ülkelere daha geniş bir hareket alanı da sağlıyor. Bu sayede orta güçteki ülkeler, sistemde dengeyi gözeten, arabuluculuk yapabilen, bölgesinin istikrarına katkı sağlayabilen, hatta zaman zaman kapasitesinin üzerinde sorumluluk ve inisiyatif alabilen, küresel düzeyde etkili roller oynayabilen aktörler haline geliyor. Özellikle belirsizlik dönemlerinde bu ülkeler çok yönlü diplomasi, proaktif dış politika, esnek ittifak arayışları ile öne çıkabiliyor. Türkiye, bu bağlamda, orta güçte bir devlet olarak dikkat çeken bir örnek teşkil ediyor. Jeostratejik konumu,...