Ana içeriğe atla

Henrique Cymerman: “Türkiye-İsrail anlaşması sayesinde Hamas da kurtarıldı”

Papa Francis onun için “Barış Meleğim” diyor. Türkiye ile İsrail arasında varılan anlaşmayı ve bu anlaşmanın Gazze ve İsrail-Filistin ilişkilerine etkisini 25 yıldan fazladır Ortadoğu’yu takip eden ödüllü gazeteci Henrique Cymerman ile konuştuk.



Mavi Marmara’nın üstünden altı yıl geçti. Türkiye ile İsrail arasında varılan anlaşmada geç kalınmadı mı? 2011 yılında tüm koşullarda anlaşılmıştı. Neden o zaman değil de şimdi imzalandı?
Her şey liderlerde bitiyor. O dönem anlaşma yapmaya gerçek ilgileri yoktu. Ama şartlar değişti. Son beş yıldır Ortadoğu’da bir tsunami yaşanıyor, dünya savaşı benzeri bir durum sürüyor. Suriye ve Irak’ta olanlara bakın. Süper güçler de işin içinde. Buna bir de IŞİD ve mültecileri ekleyince, Ortadoğu’da her yer yangın alanı. Tüm gelişmeler Türkiye ve İsrail’i de etkiliyor ve iki lider yeni dostlar, ortaklar bulmaya çalıştılar. Bugün, iki lider de anlaşma yapmaya hazır. Anladığım kadarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan daha istekliydi bu konuda. Netanyahu ise koalisyonuna bunu anlatabilmek için doğru zamanın gelmesini bekledi. Anlaşma neredeyse hazırdı ama Netanyahu iç politikaya etkisini tarttı. Nihayetinde anlaşmaya varıldı. Yazık ki bu kadar uzun sürdü.

Türkiye’de de dış politika iç politikanın bir enstrümanı haline geldi...
Bu durum neredeyse küresel bir hal almaya başladı bugünlerde.
“TÜRKİYE İLE İMZALADIĞI NORMALLEŞME ANLAŞMASI SONRASINDA İSRAİL’İN DİPLOMATİK İLİŞKİLERİNDE BÜYÜK BİR SORU İŞARETİ OLUŞTU”
Varılan anlaşmada her iki ülkenin de koşulları tam olarak yerine getirilmedi. Özellikle Gazze’deki abluka ve Hamas’ın Türkiye’deki faaliyetleri bakımından. Anlaşmanın ve iki ülke ilişkilerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Karşılıklı ilişkiler her iki ülke için de önemli. Her ikisi de bölgenin önemli ülkeleri. Son beş yılda beş ülke yok oldu; Suriye, Irak, Yemen, Libya, Somali. Ortadoğu’nun geleceği bu ülkelerin enkazından doğacak ve Türkiye ile İsrail orada bulunacaklar. Bu duruma Sykes-Picot 2.0 sınırları diyorum. Bu zaman alacak ama eninde sonunda olacak. Türkiye ile İsrail’in ticari ilişkileri mükemmel. Turizm eskiden çok iyiydi, yüz binlerce İsrailli turist Türkiye’ye gelirdi. Güvenlik ve savunma ilişkileri de çok güçlüydü. Neden tüm bunlar yeniden canlandırılmasın?
Türkiye ile İsrail arasında hâlâ çözülememiş hangi ana sorunlar mevcut?
İki hükümet arasında temel bazı sorunlar var. Mesela İsrail Türkiye’deki yeni hükümeti Müslüman Kardeşler’in bir uzantısı olarak görüyor. Ama buna rağmen Netanyahu bu anlaşmayı yaptı. İsrail, bunun birçok dış sorunu getirebileceğini bilerek imzaladı. Mesela Mısır ile ilişkilerde sorun çıkabilir - Mısır özellikle Devlet Başkanı Sisi’den sonra İsrail için çok önemli hale geldi. Bu anlaşma aynı zamanda iki Avrupa ülkesiyle, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi ile sorun çıkarabilir. Türkiye ile imzaladığı normalleşme anlaşmasından sonra İsrail’in diplomatik ilişkilerinde büyük bir soru işareti oluştu. 
“RAMALLAH, TÜRKİYE İLE VARILAN ANLAŞMADAN VE ANKARA’NIN HAMAS’A VERDİĞİ DESTEKTEN ENDİŞE DUYUYOR”
Filistinliler bu konuda ne düşünüyor? Bu anlaşmanın İsrail-Filistin ilişkilerine bir etkisi olacak mı?
Hamas 1987’deki kuruluşundan beri yaşadığı en büyük krizin içindeydi. Bu anlaşmanın Hamas’ı son anda kurtardığı düşünülüyor. Bu da Filistinlilerin sorunlarının büyümesi demek. Artık iki tane Filistin var; biri Batı Şeria’da, diğeri Gazze’de. Bu durum ileride İsrail ile Filistinliler arasındaki olası bir barış anlaşmasını zora sokuyor. Artık iki devletli çözüm değil üç devletli çözüm seçeneği var.
Türkiye Hamas’ı bu anlaşma ile nasıl kurtardı? Batı Şeria’daki Filistin Yönetimi bu gelişmeye nasıl tepki gösterdiler?
Türkiye, Gazze’deki Hamas hükümetini insani ve ekonomik bakımdan destekliyor. Bir bakıma Türkiye Gazze’deki hükümetin akıl danışmanı haline geldi. Bu konuda Ramallah son derece endişeli. Unutmamak lazım ki, Hamas Gazze’de başa geçtiğinden beri hiçbir Filistin Yönetimi lideri Gazze’ye adım atamadı. Türkiye’nin Hamas’ı desteklemesi onlar için bir sorun. Öte yandan bu işin bir de olumlu yönü var. Bazı analistler Türkiye’nin desteğinin Hamas ile İsrail arasında yeni bir savaşın çıkmasını engellediğini düşünüyorlar. Bu anlaşma ile artık Türkiye’nin Gazze’de söz hakkı doğduğuna inanıyorum. Birkaç gün önce, İsrail’in sınır kenti Sderot’a atılan roket ve İsrail’in sert tepkisi gibi olaylar çok tehlikeli, ateşle oynamak gibi. Türkiye’nin bunu engelleme gücü olabileceğine inanıyorum.
“KARŞILIKLI GÜVENİN YENİDEN KURULMASI GEREK” 
Doğalgaz anlaşmanın itici güçlerinden biri olarak tanımlanıyor. Sizce de öyle mi?
İsrail doğalgazı gerçek bir mucize birçok konuda. Türkiye’nin bu gaza ihtiyacı var. İsrail de Türkiye yoluyla Avrupa’ya ulaşmasını istiyor; daha önce Netanyahu’nun da açıkça belirttiği gibi.
1990’lardaki gibi güçlü bir askeri veya istihbarat işbirliği bekliyor musunuz?
Şüphelerim var. Çok hızlı olacağını sanmıyorum. Öncelikle karşılıklı güveni yeniden inşa etmeye yönelik adımlar atılmalı. Zaman alacak. Bunca yılda oluşan olumsuzluklar bir kerede silinmez.
Teröre karşı savaşta bir işbirliği öngörüyor musunuz?
Ortak çıkarlar çerçevesinde daha çok işbirliği yapılabilir. IŞİD ve diğer örgütler tüm bölgeyi tehdit ediyor. Ve öncelikle Müslüman ülkeleri hedef alıyor. Bu nedenle yaşananları medeniyetler çatışması değil, İslam medeniyeti içinde çatışma olarak tanımlıyorum. Hem Türkiye hem de bu koalisyonda olmamasına rağmen İsrail IŞİD’e karşı oluşturulan uluslararası koalisyona büyük katkı sağlayabilir. Her iki ülke de Ortadoğu’da yeni sınırlar çizilirken konuya dahil olmalılar. Bu nedenle işbirlikleri hayati önemde.
“İSRAİLLİLER TATİL İÇİN TÜRKİYE’YE GİTMEKTEN ÇEKİNİYORLAR ÇÜNKÜ NASIL BİR TEPKİ İLE KARŞILAŞACAKLARINDAN EMİN DEĞİLLER”
İsrail halkı bu anlaşmaya ve 20 milyon dolar tazminata nasıl tepki verdi?
Bazıları karşı çıktılar, İsrail’in [Mavi Marmara’da] radikal İslamcıların saldırısına maruz kaldıklarını savundular. İsrail’de her konuda olduğu gibi bu konuda da çok geniş bir politik tartışma var. Eminim ki bugün Netanyahu’nun anlaşmayı kabul etmesine karşı çıkan politikacılar, onun yerinde olsalardı aynı anlaşmayı imzalarlardı. Çünkü bu her iki ülke için de bir kazan-kazan durumu.
Mavi Marmara sonrası Türkiye’de artan İsrail karşıtlığını göz önüne alınca, İsrailliler Türkiye’ye tatil için gelmek konusunda nasıl düşünüyorlar?
Geçen ay Türkiye’deydim ve bir önceki yaza nazaran daha çok İsrailli turist vardı. Öte yandan Kemer’de kaldığımız otelde İsrail pasaportlarını görünce şaşıranlar olduğunu da fark ettim. İsrailliler Türkiye’ye tatil için gitmekten hala çekiniyorlar çünkü orada nasıl bir tepki ile karşılaşacaklarından emin değiller. Eğer Türkiye’yi ziyaret eden İsrailliler sorunsuz bir şekilde tatillerini tamamlarlarsa, turist sayısının artacağına inanıyorum. İki ülke arasındaki ilişkiler iyileştikçe daha çok İsrailli turist gelir, daha çok ticaret yapılabilir. Her iki ülkenin de düşünmeleri gereken ulusal çıkarları var. Ancak her şey iki kişide bitiyor; Erdoğan ve Netanyahu. Eğer konuşmalarında daha ılımlı, ilişki kurarken daha dikkatli olurlarsa birçok şey daha iyiye gider.

Karel Valansi Şalom Gazetesi 23 Ağustos 2016
http://www.salom.com.tr/haber-100262-henrique_cymerman_turkiyeIsrail_anlasmasi_sayesinde_hamas_da_kurtarildi.html

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“We are Beyond What I Had Dreamed of When I Moved to Dubai”

Cem Habib  We talked about how the peace deal between Israel and the United Arab Emirates affected the Jewish life in the Emirates, with the investment manager Cem Habib, who has been living in Dubai since 2016, and who is one of the founding members of the Jewish Council of Emirates (JCE), the first officially recognized Jewish community of the UAE. How long have you been living in Dubai? What influenced you in deciding to live here? I moved to Dubai in 2016, before I had been living in London. My customer base at that time was in Kazakhstan and it had gotten harder commuting there from London every month after 6 years. There were three direct flights between Dubai and Kazakhstan, every day, with a flight time of less than 4 hours. To improve our quality of life and to spend more time with the kids, we moved to Dubai. When moving, how could you overcome the thought “As a Jew, will I be comfortable living in an Arab country with my family?” I talked to my friends from different countri

Survivor Hayim’in gerçek dünyası - Söyleşi

Hayim, çok sevdiğim bir arkadaşımın kuzeni. Aklı başında, ne istediğini bilen biri. Askerlik dönüşünde ani bir kararla Survivor yarışmasına katıldığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Pek spor yapmayan, atletik olmayan biri neden zor koşullarda, dayanıklılık, irade ve güç isteyen bir televizyon programına katılır? Bunları konuşurken, sayesinde takip etmeye başladığım Survivor ile ilgili tüm merak ettiklerimi de sordum; kameralara yansımayan gizli bir tuvalet var mıydı, ya da yayın bitince gidilen lüks bir otel? Begüm’le arasında bir yakınlaşma oldu mu, Merve neden pişman oldu yarışmaya katıldığına? İşte Sabah Gazetesinden Yüksel Aytuğ’un teşekkür ettiği, seyircilerin filozof olarak tanımladığı Hayim ve Survivor yarışmasının bilinmeyenleri… Survivor maceran nasıl başladı? Katılmak nereden aklına geldi? Arkadaşlarımla uzun süredir Survivor’u takip ediyorduk. Hep katılmak istiyordum ama televizyona çıkmak beni korkutuyordu. Geçen sene iki yakın arkadaşım Dominik’e gittiler. Yarışmacıları

The one question people asked me when I got home from Turkey - Tami Sussman

If I had been handed a hundred dollars for every Australian Jew who asked me if I was worried about travelling to Turkey in July due to antisemitism, I would have been able to fly business class. Qantas business class. Add another hundred for every Jew who asked me how I could justify supporting the Turkish economy in the current climate and I could have made it a return flight.  Instead, I found myself wedged between my screaming children in economy with separate  Bluey theme songs blasting through unsynced iPads, reassessing every life choice that had brought me to this point. Reproducing with their half-Turkish Sephardi father Yosi “because he is very good looking” suddenly seemed like a questionable decision made by a naive 30-year-old who didn’t consider the inevitable trip we’d have to make in order for the children to meet their great grandmother, aunts, uncles and cousins who don’t travel further than Madrid.  The honest truth is yes, I was worried about antisemitism. I had rea