Ana içeriğe atla

Masumiyetin, insanlığın yitirildiği zaman… Holokost, 27 Ocak’ta Ankara’da anıldı

6 milyon Yahudi’nin hayatını kaybettiği Holokost kurbanlarını anmak ve Holokost'a sebep olan nedenleri unutmamak üzere, Dışişleri Bakanlığı ve Türk Yahudi Toplumu tarafından organize edilen anma törenine, geçtiğimiz sene olduğu gibi bu yıl da Ankara Üniversitesi ev sahipliği yaptı. Konuşmalarda, masumiyet ve insanlığın bittiği zaman olan Holokost’un tekrarlanmaması için alınması gereken insanlık dersleri vurgulandı

Holokost Anma töreni açılış konuşmalarını Rektör Erkan İbiş, Dışişleri Bakanlığı Araştırma ve Güvenlik İşleri Daire Başkanı ve Uluslararası Holokost Anma İttifakı (International Holocaust Remembrance Alliance, IHRA) Türkiye Heyeti Başkanı Büyükelçi Aylin Taşhan ve Başbakan Yardımcısı Yıldırım Tuğrul Türkeş yaptı. Aralarında Rav Mendy Chitrik ve oğlu Chaim Chitrik’in yanı sıra Ankara ve Hacettepe Üniversitelerinden profesörlerin icra ettiği müzik dinletilerinin ardından, hava muhalefeti nedeniyle  törene katılamayan Hahambaşı Rav İsak Haleva'ın mesajı okundu. 


Türkeş: “Holokost, tarihten bize seslenen güçlü bir uyarı”
Başbakan Yardımcısı Yıldırım Tuğrul Türkeş konuşmasına, “Bundan 72 yıl önce Avrupa’nın ortasında yaşanan, insan aklının bugün bile tahayyül etmekte zorlandığı, insanlık tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir vahşet olan Holokost'ta yaşamını yitiren milyonlarca insanın hatırasını saygıyla anıyorum,” diyerek başladı. Holokost’un etnik veya dinsel bir azınlığın erkek, kadın, çocuk demeden, işgal edilen tüm ülkelerde izini sürüp, sistematik bir şekilde, son bireyine kadar topluca yok edilmesinin siyasi hedef olarak gösterilmesi nedeniyle benzeri görülmemiş bir soykırım olarak niteleyen Türkeş, Nazi Almanya’sının sırf bu hedefine ulaşabilmek için kapsamlı bir bürokratik sistem kurduğunu, dönemin tüm teknolojik gelişmelerini, daha hızlı öldürmek ve en vahşi biçimlerde imha etmek için seferber ettiğinin altını çizdi. Holokost'un nedenlerini ve sonuçlarını anlayabilmek için, öncelikle Holokost'un Auschwitz'te veya diğer ölüm kamplarında başlamadığını unutmamamız gerektiğini belirten başbakan yardımcısı, Holokost’un ‘nihai çözüm’den çok önce, önyargı, ırkçılık ve nefret tohumlarının Avrupa’ya serpilmesi sırasında toplumun bu duruma kayıtsız ve eylemsiz kalması, yaşananları sessizce izlemeyi tercih etmesiyle başladığını söyledi. Türkeş şöyle konuştu: “Holokost, bir ülkeyi yönetenlerin, belli bir dini veya etnik grubu hedef alarak ülkenin sorunlarının kaynağı olarak onları suçlayıp, çözümü kin yoluyla basitleştirmesinin nelere yol açabileceğini gösteren, tarihten bize seslenen güçlü bir uyarıdır.” Türkeş ayrıca, “Dünya genelinde yayılan, zaman zaman ülkemizdeki bazı marjinal çevrelerde de etkili olan antisemitizm, İslamofobi, Hristiyan düşmanlığı ve benzeri nefret suçlarına karşı sıfır tolerans göstermekten başka bir seçeneğimiz yoktur,” dedi.

“Antisemitizm, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslamafobi gibi olgularla mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz”
“Holokost, farklılıklara duyulan kin, nefret ve korkunun bir yansıması, eşi benzeri görülmemiş bir vahşettir,” diyen Uluslararası Holokost Anma İttifakı (International Holocaust Remembrance Alliance, IHRA) Türkiye Heyeti Başkanı Büyükelçi Aylin Taşhan konuşmasına, İkinci Dünya Savaşı yıllarında başta Yahudiler olmak üzere, Roman, engelli, eşcinsel ve muhaliflerden müteşekkil 10 milyon insanın Nazi toplama kamplarında sistematik bir şekilde yok edildiğini belirterek başladı. Dünyanın farklı bölgelerinde antisemitizm, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslamafobi ve Hıristiyan karşıtlığının yeniden yükselişte olmasını üzüntüyle karşıladığını belirten büyükelçi, bugün bizlere düşenin Holokost’u hatırlamak, tarihten ders çıkarmak ve bu tecrübeleri gelecek nesillere aktararak böylesine bir vahşetin bir daha asla yaşanmamasını sağlamak olduğunu belirtti. Holokost’un faili ya da mağduru olmayan Türkiye’nin Holokost’a ilişkin farkındalık yaratılması ve böylesine bir trajedinin tekrarının önlenmesi için gayretlerini sürdürme yönündeki kararlılığını belirten Taşhan, bu felakete yol açan ve günümüzde halen mevcudiyetini koruyan antisemitizm, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslamafobi gibi olgularla mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğinin altını çizdi. Bu amaçla 27 Ocak Uluslararası Holokost Anma Günü, 24 Şubat Struma gemisinde hayatlarını kaybedenler için anma töreninin yanı sıra Türkiye’nin Auschwitz-Birkenau Müzesi Vakfı’nın oluşturduğu uluslararası fona katkıda bulunduğunu ve Aladdin Projesi, Anne Frank Evi, Yad Vashem ile Holokost ve antisemitizm bağlantılı çatı kuruluşlarıyla işbirliğinin sürdüğünü kaydetti.

“Holokost eğitiminin öğretim müfredatlarının ayrılmaz bir parçası olmalıdır”
Hahambaşı Rav İsak Haleva konuşmasına yakın tarihimizde meydana gelen, insanlık tarihinin en acı dolu, en adaletsiz, en acımasız dönemi olan Holokost ile yüzleşmenin yararlı hatta gerekli olduğunu belirterek başladı. Ancak günümüzde “Holokost’u azımsama/ küçümseme ve dahası inkar etme/ yok sayma ve unutturma girişimleri günümüzde hala utanmazcasına devam ettirilmektedir,” diyen hahambaşı, kanıtları apaçık meydanda, tanıklarının bir bölümü henüz hayatta olan bu insanlık dramının unutulmaması gerektiğini belirtti. Haleva, bunun sebebini tarihin tekerrür etmesine fırsat vermemek ve tarihten hesap sormak adına değil, geçmişin izdüşümündeki yanlışlardan sonraki nesillerin evrensel doğruları damıtmasına ortam hazırlamak için gerekli olduğunu belirtti ve “Holokost eğitiminin öğretim müfredatlarının ayrılmaz bir parçası olmalıdır,” dedi.

“Holokost, insan onuruna karşı yapılan acımasız bir katliamdır”
Ev sahibi Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş, Holokost’un ve insanlığın anlamı üzerine yaptığı konuşmasında, Holokost’un benzeri olmayan, insanlığın geleceğini ipotek altına alan beşeri bir utanç kaynağı olduğunu belirtti. İbiş sözlerine şu şekilde devam etti; “Holokost nedir? Holokost, ırkçılık ve ayrımcılık bataklığına saplanıldığında insanın insana nasıl sınırsız zulümler yapabileceğinin tüm çirkinliğiyle ortaya konulmasıdır. Belirli etnik kimliklere ya da politik eğilimlere değil tüm insanlığa ve insan onuruna karşı yapılan acımasız bir katliamdır. İnsanlığın insan eliyle yıkılması, tüm ahlaki değerlerin, masumiyetin, merhametin, vicdanın, insanlığın sıfırlandığı, bittiği yerdir. İnsanlık nedir? İnsanlık; din, dil, cins, renk, köken farkı gözetmemektir. Eşitliğin ve hiçbir kimliğin bir diğerine üstünlüğü olmadığını kabullenmek, dünya vatandaşı olabilme bilincine ulaşabilmektir. Hoşgörüsüzlükten, her türlü nefret söyleminden ve şiddetten uzak durmaktır. Yaşanan acıları anlamak, hissetmek, içselleştirmek, onlarla özdeşleşmektir.” İbiş konuşmasını, “İnsanoğlu doğuştan iyiye meyillidir. Önemli olan bu iyiyi iyiliğe yöneltmek ve insan onuruna yaraşır örnek davranışlarda bulunmaktır,” sözleriyle noktaladı.

Etkileyici belgesel
Holokost töreni sırasında Miami Beach’teki Holokost anıtında çekilen etkileyici bir belgesel de yayınlandı. Kenneth Treister’in heykellerinin yer aldığı filmde müzikler John Murphy’nin Sunshine filmine ait. Filme bu linkten ulaşabilirsiniz; http://www.aish.com/ho/video/Shoah_A_Short_Film.html
İsrail'in Ankara Büyükelçisi Eitan Na'eh ve ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass dahil birçok yabancı misyon temsilcisinin hazır bulunduğu anma, kurbanlar anısına mum yakma töreniyle sona erdi. 

Nazi Almanyası’nın en büyük toplama ve ölüm kampı Auschwitz- Birkenau’nun kurtuluş günü olan 27 Ocak, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 2005 yılında oybirliğiyle aldığı bir kararla Nazi kurbanlarının anılmasına adanarak, Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma Günü ilan edilmiştir. Türkiye 2011 yılından beri Holokost anma törenlerini düzenlemektedir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ke vamos a mirar en la karantina?

Kon el fin del verano i el retorno de la karantina, estamos mas tiempo en las kazas. Les kero propozar tres serias de TV echos en Israel. El primer es "Tehran". Es una seria de espionaje muy enteresante. Una espion del Mossad viaja en sekreto a la kapital de Iran. Tehran es su lugar de nasimiento tambien. La hacker de komputadora tiene el objektivo de dezaktivar el reaktor nuklear. Esta misyon tendra implikasyones para el Medio Oriente i el mundo entero. La seria es en ebreo i perso. Es una sezon i tiene ocho episodios, kada uno 50 minutos. Mi segunda propozisyon es una seria romantika i komika. Lehiyot Ita (Estar Kon Eya) es una seria de 2013, ma muy simpatika. Izieron tambien la version Amerikana ke se yama “La beyeza i el panadero”. La seria konta la istorya de amor entre una supermodela internasyonal muy famoza i muy rika, i un simple panadero ke no tuvo la shans de ir a la eskola artistika por razones finansiales. La seria es dos sezones, 18 episodios en total i kada uno...

Savaşin yarattiği yeni yildiz: El Cezire televizyonu

Tüm dünya evinde rahat koltuğunda oturarak naklen savaşı takip etmeyi ilk kez 1991 yılında CNN`in Körfez Savaşı yayınlarını izleyerek başladı. Devam etmekte olan Irak savaşı için seçilen kanal ise Usame bin Ladin röportajları, tutuklu askerleri ve rehineleri göstermesi gibi eleştirilen yayınları ile Arap kanalı El Cezire oldu Hakkında en çok haber yapılan haber kanalı El Cezire’nin doğuşu Arap dünyasında olağan olmayan bir olayla, Katar emirinin 1995 Kasımında İsviçre’de tatilde olduğu sırada, oğlu tarafından tahttan indirilmesi ile başlar. 1950 başkent Doha doğumlu yeni Emir Şeyh Hamad Bin Khalifa Al Thani, İngiltere’de Royal Military Academy Sandhurst’te eğitim görmüş liberal ve yenilikçi yeni bir kuşağı temsil eder. Kansız bir darbe ile dünyanın en zengin 11. ülkesinin yönetimini devralan Emir Hamad, emirliğin hazinesini Katar’ın modernleştirilmesi için kullanmaya başlar, yeni bir anayasa hazırlatır, kadına seçme ve seçilme hakkı verir. Emir Hamad ‘ın en dikkat çekici kararı ise...

Pesah`tan Nevruz`a bahar bayramları

Pesah Bayramı, İsrailoğulları`nın Mısır esaretinden bir ulus olarak kurtuluşlarını simgeler. Bu önemli bayramı kutladığımız hafta Pesah`ın diğer bir yönünü de hatırlamak gerek. Pesah demek özgürlük bayramı ve matsa veya hamursuz bayramı demek, fakat aynı zamanda yeni yıl ve baharın gelişi de demektir Ortadoğu ve Orta Asya’da yaşayan toplumlar tarafından mart ve nisan aylarında ve farklı adlarla kutlandığı bilinen bahar bayramına ait en eski bilgi milattan önce XVIII. yüzyıla dayanıyor. Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Teoloji departmanı, Dinler Tarihi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Şinasi Gündüz’ün “Kadim Ortadoğu'dan Orta Asya'ya Nevruz” isimli çalışmasından derlediğim bu yazıda farklı kültürlerdeki bahar ve yeni yıl kutlamalarını bulacaksınız. Mart ve nisan aylarında, özellikle de 21 Mart’ta kutlanan yeni yıl ve bahar festivalleri ile ilgili en eski bilgiler Ortadoğu milletlerinde M.Ö. XVIII. yüzyıla, Orta Asya topluluklarında ise M.Ö. IV. yüzyıla uzanıyor. Oldukça erken dönemle...